Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulmaktadır: "Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir." (el-Bakara, 185).
Herşeye varmak için bir yol vardır. Cennetin yolu dini bilgilerdir. [Hadis-i Şerif]
Hizmet Nimettir
|
Dinibilgiler.gen.tr Online Web Sayfasına Hoşgeldiniz. Hayırlı gezintiler dileriz. |
Bize bu imkanı veren Yüce Allah(cc)'a hamd, Alemlerin efendisi
Hz.Muhammed (sav)'e, onun aile ve ashabına salat ve selam olsun !
Bütün peygamberlere ve Allah dostlarına da selam olsun !
Bütün mü'min kardeşlerimizede selam olsun !
|
|
|
|
Hazreti Peygamberin Çocukluğu ve İlk Evlenmeleri |
Dinibilgiler.gen.tr - Hazreti Peygamberin Çocukluğu ve İlk Evlenmeleri
Peygamber
Efendimizin çocukluk çağı, pek kutsal bir halde geçti. Daha doğar doğmaz birtakım mucizeler
belirmiş, kavim ve kabilesi arasında bir bolluk ve bereket meydana gelmişti. Kâbe-i Muazzama
içinde bulunan müşriklere ait putlar, yüzleri üzere yere düşmüş, ateşe tapanların ateşleri
sönmüş, acaib rüyalar görülmüştü.
Peygamber Efendimizin dedeleri arasında evlâddan
evlâda geçen bir nur vardı. Bu nur sonunda Peygamber Efendimize geçti ve onun mübarek yüzünde
parlamaya başladı.
Mekke-i Mükerreme halkı, yeni doğan çocukları, havası hoş olan
yerlerde yaşayan ve dilleri pek açık olan aşiretlerden birer süt anneye verirlerdi. Hazret-i
Muhammed'i de, Beni Sa'd kabilesinden Haris adındaki adamın karısı Halime'ye verdiler.
Halime, bu meleklerden daha güzel ve daha pak olan çocuğu bağrına bastı, yurduna alıp götürdü.
Onu dört yıl besledi. Bu süre içinde Hazret-i Muhammed'de gördüğü üstün hallere ve yurdunda
beliren berekete nihayet yoktu. Artık onu getirip annesi Amine'ye teslim etti. Hazret-i Amine
de bu masum yavrusunu alıp dayı çocukları bulunan Neccar oğullarını ziyaret için Medine-i
Münevvere'ye götürdü. Bir süre orada kaldılar. Sonra Mekke'ye dönerken, Hazret-i Amine Ebva
denilen yerde daha yirmi yaşında iken vefat etti. Peygamber Efendimiz henüz altı yaşında iken
annesini de kaybederek öksüz kalmış oldu. Ümmü Eymen adındaki dadısı, kendisini alıp Mekke'ye
getirdi ve dedesi Abdulmuttalib'e teslim etti. İki yıl sonra da Abdulmuttalib vefat etti.
Ondan sonra Peygamber Efendimiz, amcası Ebû Talib'in yanında kaldı.
Ebû Talib,
kardeşinin oğlu Hazret-i Muhammed'i pek çok sever, pek ziyade korurdu. Ebû Talib bazen
ticaret için kafile ile Şam tarafına gidiyordu. Henüz on iki yaşında bulunan Hazret-i
Muhammed'i de beraber götürdü. Busra denilen yere kadar gittiler. Alış-verişi bitirip birkaç
gün sonra geri döndüler.
Peygamber Efendimiz on yedi yaşında iken de, diğer amcası
Zübeyr ile Yemen'e gidip az sonra dönmüşlerdi.
Hazret-i Peygamber Efendimiz artık
Kureyş arasında büyük bir şeref ve şan sahibi olmuştu. Kendisine Muhamme-dü'l-Emîn
deniliyordu. Kureyş kabilesinin pek şerefli ailesinden Huveylid kızı Hadice adında çok
muhterem ve zengin bir hanım vardı. Daha genç iken dul kalmıştı. Bazı adamlara sermaye vererek
ticaret yaptırıyordu.
Peygamber Efendimize de sermaye verdi. Kölesi Meysere'yi de
beraberine verip Şam tarafına gitmelerini istedi. Peygamber Efendimiz bu teklifi kabul ederek
Busra'ya kadar gitti. Orada işlerini görüp birkaç gün içinde geri döndüler.
İşte
Peygamber Efendimizin gençliğindeki seyahetleri bundan ibarettir. Bu seyahatler süresince
kendisinden bazı mucizeler çıkmış, kendisinin büyüklüğünü bazı kimseler görüp anlamışlardı.
Fakat yazdığımız gibi, bu yolculuklar uzun bir zaman devam etmediği için, Peygamber Efendimiz
birtakım şahıslarla görüşme imkânını bulamamıştı.
Peygamber Efendimiz henüz yirmi beş
yaşında idi. Hazret-i Hadice de, kırk yaşını geçmişti. Pek yüksek bir ruha sahib olan ve çok
şerefli bir aileye mensub bulunan Hazret-i Hadice, Peygamber Efendimizin muhterem zevcesi
olmak şerefine her yönden lâyıktı. Onun için Peygamber Efendimiz Hazret-i Hadice ile evlenmiş,
o mübarek annemiz de ilk zevcesi olmak şerefine kavuşmuştur.
Peygamber Efendimizin,
cariyesi Mariye'den doğan İbrahim adındaki oğlundan başka, bütün erkek ve kız evlâdı
Haticetü'l-Kübra validemizden dünyaya gelmiştir. Önce Kasım adındaki oğlu doğmuş, bunun
üzerine Hazret-i Peygambere künye olarak Ebû'l-Kasım (Kasım'ın Babası) denilmiştir. Sonra
oğlu Abdullah ile Zeyneb, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatımetü'z-Zehra adındaki kızları dünyaya
gelmiştir. Kasım, İbrahim ve Abdullah Hazretleri daha çocuk iken vefat etmişlerdir. Peygamber
Efendimizden sonra yalnız Fatma kaldı. O da altı ay geçmeden Peygamber Efendimizden sonra
vefat etmiştir. Böylece iki oğlu Hazret-i Hasan ile Hazret-i Hüseyin'i öksüz bırakmıştır.
Yüce Allah hepsinden razı olsun.
|
|
|
|
|