Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulmaktadır: "Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir." (el-Bakara, 185).
Herşeye varmak için bir yol vardır. Cennetin yolu dini bilgilerdir. [Hadis-i Şerif]
Hizmet Nimettir
|
Dinibilgiler.gen.tr Online Web Sayfasına Hoşgeldiniz. Hayırlı gezintiler dileriz. |
Bize bu imkanı veren Yüce Allah(cc)'a hamd, Alemlerin efendisi
Hz.Muhammed (sav)'e, onun aile ve ashabına salat ve selam olsun !
Bütün peygamberlere ve Allah dostlarına da selam olsun !
Bütün mü'min kardeşlerimizede selam olsun !
|
|
|
|
İslâmiyetin İlk Kabul Edenler |
Dinibilgiler.gen.tr - İslâmiyetin İlk Kabul Edenler
Resûl-i Ekrem Efendimiz
kendisine peygamberlik gelince, ilk önce çevresinde bulunan bazı kişileri özel şekilde İslâm
dinine çağırdı. Bu daveti ilk önce Hazret-i Hatice validemiz kabul edip İslâmiyet şerefine
kavuştu. Sonra Kureyş'in büyüklerinden olan Ebû Bekir ile Peygamberirimizin azadlısı Zeyd
İbni Harise ve peygamberimizin amcası Ebû Talip'in oğlu olan 9-10 yaşlarındaki Hazret-i Ali
İslâmı kabul etmişlerdi. Az sonra da Hazret-i Ebû Bekir'in delâleti ile Osman İbnî Affan,
Abdurrahman İbnî Avf, Sa'd İbni Ebû Vakkas, Zübeyr İbnî Avvam, Talha İbnî Ubeydullah
hazretleri İslâmiyetle şereflendiler.
Peygamber Efendimiz, daha sonra insanları açıkça
dine çağırmaya başladı. Herkese Yüce Allah'ın birliğini, varlığını ve büyüklüğünü anlatarak
ondan başka hiçbir şeye tapılmamasını söyledi. Bunun üzerine gerçeği anlayanlar müslüman
olmaya can atıyorlardı. Cehaletten kurtulup mutluluğa eriyorlardı. Bir süre sonra
peygamberimizin amcalarından Hazret-i Hamza İslâmiyeti kabul etti. Bundan az sonra da Ömer
İbnî Hattab müslüman olarak İslâm dininin yayılmasına çalıştı. Artık müslümanların sayısı
günden güne artıyordu.
Peygamber Efendimizi görüp de ona iman edenlere çoğul olarak
sahabe ve ashab denir. Bunun tekili "Sahabî'dir. Bu şerefe kavaşan hanımlara da "Sahabiyyat"
denir ki, tekili "Sahabiyye"dir.
Ashab-ı Kiramın en büyüklerinden olan Ebû Bekir, Ömer,
Osman ve Ali Hazretlerine "Hulefa-i Raşidin, Çaryar-i Güzin" denir ki, bunlar Hazret-i
Peygamberden sonra sırasıyla halifelik makamına geçmişlerdir. İslâm dinine pek çok hizmetler
etmişlerdir. Bu dört sahabi ile Abdurrahman İbnî Avf, Sa'd İbnî Vakkas, Zübeyr İbnî Avvam,
Talha İbnî Ubeydullah, Saîd İbnî Zeyd, Ebû Ubeyde İbnî Cerrah Hazretlerine de Aşere-i
Mübeşşere (cennetle müjdelenen on kişi) denir ki, bunlar Hazret-i Peygamber tarafından
cennetle, müjdelenmişlerdir.
Peygamber Efendimiz görüp de ona iman edenlerin hepsi de
mübarek, mukaddes, her yönden saygı değerdirler. Onların değer ve şerefleri diğer bütün
müslümanlardan daha yüksektir. Bu da Peygamber Efendimize kavuşma şerefine erişmelerinin ve
İslâm dinine ilk hizmet etmenin bir neticesi, bir mükâfatıdır.
Onun için biz o yüksek
zatların hepsine istisnasız hürmet ve sevgi besleriz. Onların arasında meydana gelmiş bazı
olaylar, birer içtihada ve hikmete dayandığından biz o olayları kurcalamayız. O olaylardan
dolayı hiç birine dil uzatamayız. Peygamberin ve diğer din büyüklerinin bizlere emir ve
öğütleri bu şekildedir.
Allah'a hamd olsun ki, Sünnet ehlinden olan bütün müslümanlar
bu şekilde hareket eder, bütün ashab-ı kiramdan, "radıyallahu anhüm = Allah onlardan razı
olsun," diyerek hayır dua ile anarlar. Bu konuda "Ashab-ı Kiram Hakkında müslümanların Nezih
İtikatları" adlı eserimizde geniş bilgi vardır. Yüce Allah Hazretleri bütün ashab-ı kiramdan
razı olsun, amîn...
|
|
|
|
|