Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulmaktadır: "Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir." (el-Bakara, 185).
Herşeye varmak için bir yol vardır. Cennetin yolu dini bilgilerdir. [Hadis-i Şerif]
Hizmet Nimettir
|
Dinibilgiler.gen.tr Online Web Sayfasına Hoşgeldiniz. Hayırlı gezintiler dileriz. |
Bize bu imkanı veren Yüce Allah(cc)'a hamd, Alemlerin efendisi
Hz.Muhammed (sav)'e, onun aile ve ashabına salat ve selam olsun !
Bütün peygamberlere ve Allah dostlarına da selam olsun !
Bütün mü'min kardeşlerimizede selam olsun !
|
|
|
|
Mekke'nin Fethi |
Dinibilgiler.gen.tr - Mekke'nin Fethi
Hicretin sekizinci yılında Beni Bekr
kabilesi, müslümanların koruması altında bulunan Huzaa kabilesi üzerine ansızın saldırırdı.
Kureyş Reislerinden bazıları da Beni Bekr kabilesine yardımda bulunmuştu. Bu arada Huzaa
kabilesinden yirmi üç kişi öldürülmüştü. Böylece Mekkeliler Hudeybiye Andlaşmasını
bozmuşlardı. Huzaa kabilesinden bir cemaat Medine'ye gelerek uğradıkları felâketi anlattı ve
yardım istediler Peygamber Efendimiz Ramazan ayının onuncu gününden sonra, on bin kişilik bir
ordu ile Medine'den yola çıktı. Yolda "Beni Süleym" kabilesi de bu orduya katıldı. Mekke'ye
doğru yürüdüler.
Peygamber Efendimizin muhterem amcası Abbas (radıyallahu anh) evvelce
müslüman olmuştu; fakat Mekke'de oturduğu için müslümanlığını gizlemişti. Bu defa İslâm
olduğunu açığa vurarak Medine'ye doğru gelmekte iken İslâm ordusuna rastgeldi. Bu kutsal ordu
ile tekrar Mekke'ye döndü. Peygamber Efendimiz buna çok sevindi ve ona şöyle hitab etti: "Ey
Abbas! Sen muhacirlerin sonuncusu oldun."
Peygamber Efendimiz: "Kureyş tarafından bize
saldırı olmadıkça savaşmayınız." diye emretmişti. İslâm ordusu savaşmaksızın Mekke'ye girdi.
Tekbir sesleri dağları, taşları titretiyordu. Yalnız Hazret-i Halid İbni Velid'in kumandası
altındaki birlik, "Handame" denilen yerde düşmanın saldırısına uğradığından savaşmaya mecbur
olmuş ve bir saldırıda düşmanı dağıtıp Mekke'ye girmişti.
Peygamber Efendimiz
Mekke'ye girmeden önce İslâm ordusunu gözden geçirmişti. Bir an Mekke'den yalnızca hicret
ettikleri zamanı hatırladı. Bir de bu büyük başarıyı düşündü. Hemen Yüce Allah'ın büyük
ihsanına karşı devesinin boynu üzerinde secdeye kapandı. Ne yüksek bir kulluk ifadesi, ne
büyük bir şükür belirtisi!..
Cuma günü idi. İnsanlar Harem-i Şerif'de toplanmıştı.
Önceden Hazret-i Peygambere verdikleri eziyetleri hatırlayarak kendilerinden bugün nasıl bir
intikam alınacağını düşünüyorlardı. Oysa ki, O yüce Peygamber hepsini bağışlamıştı. Hepsine
merhamet ve şefkat gösterdi. "Hepiniz haydi gidiniz, hürsünüz," diye onlara
dokunmadı.
Kabe'yi temizletti. Ötede beride bulunan putları da kırdırdı. Mekke'de
bulunan erkekler ve kadınlar akın akın gelip müslüman oldular. Artık çok yüksek bir inkılâb
(devrim) olmuştu. O zamana kadar taşlara, ağaçlara ve insanlara tapanlar, şimdi sadece Yüce
Allah'a tapmaya başlamışlardı. Şimdiye kadar Hazret-i Peygambere düşman olanlar, şimdi onu
canlarından çok seviyorlardı. Yeryüzünün bu mübarek beldesinden tabaka tabaka karanlıklar
kalkıp açılmış, onların yerine hidayet, fazilet, diyanet ve gerçek medeniyet nurları
yerleşmişti.
Hazret-i Peygamber, Mekke-i Mükerreme'ye, pek genç yaşta bulunan fakat
her yönü ile yeterli olan Esîd oğlu Attab'ı (radıyallahu anh) vali tayin etti. Zilkade ayının
son günlerinde Medine-i Münevvere'ye dönüldü.
|
|
|
|
|